
Ameliyatsız Lazerle Kıl Dönmesi Tedavisi
Ameliyatsız Lazer Tedavisi Sayesinde Hastanede Yatış Gerekmeden ve İş Gücü Kaybı Olmadan Kıl Dönmesi Hastalığından Kurtulabilirsiniz. Lazer Kıl Dönmesi Tedavisi Sonrası Hastalar Ağrı, İltihabi Akıntı ve Apseleşme Gibi Problemlerden Kurtularak Daha Kaliteli ve Konforlu Yaşama Sahip Olurlar. +35 yıllık Uzman Doktor Tecrübesi, Binlerce Başarılı Ameliyat ve Size Özel
- Modern Klinik ve Güvenilir Hastane Ortamı
- Ağrısız Lazerle Tedavi Yöntemi.
- Doku Çıkartma ve Dikiş Atma Gerektirmeyen Yöntem
- Yatış Olmadan Aynı Gün Taburculuk.
- Erken İşe Dönüş Fırsatı.
- Kıl Dönmesi Hastalığına Kesin Çözüm
- Lokal Anestezi Avantajı
Lazer Kıl Dönmesi İşlemi Nasıl Yapılıyor ?
Anestezi hastaya uygulandıktan sonra sinüs ağızları denilen kuyruk sokumu üzerinde ki deliklerden bir fırça ya da küret aracılığıyla epitel doku kazınır ve bölgedeki kıllar temizlenir. Buradaki amaç ağrıya ve akıntınya neden olan hastalıklı doku yani epitel dokunun ortadan kaldırılmasıdır. Bir takım özel izotonik sıvılar ve Bathicon yardımıyla enfeksiyonlu doku yıkanarak epitel doku tamamen ortadan kaldırılır. Bu işlem tamamlandıktan sonra lazer probuyla oluşmuş olan kıl yuvasının içine girilerek Lazer cihazından alınan ortalama 10 yada 15 Watt olan enerji 2 cm kalınlığında ucu kristal olan yapıya iletilerek kontrollü bir yanma sayesinde deri altında oluşmuş olan kıl yuvasını kapatır.
Ertelenen Yada Çok İleri Olan Kıl Dönmelerine Yapılabilir Mi ?
Çok büyük olan kıl dönmesi ameliyatlarında EPSİT ( Endoskopik Plonidal Sinüs ) ameliyatı tercih edilmektedir. Bu yöntemde ufak bir kamera yardımıyla görüntü alınarak epitel doku kürete edilir. Bu işlem hiç kıl kalmadığından emin olunabilmesi ve hastalıklı dokunun ne kadar yandığına bakılması amacıyla yapılmaktadır. Bu yöntemin büyük kıl dönmelerinde tercih edilmesinde ki amaç geniş bir yapıyı kontrol etmek ve yanmayan dokuların tesbit edilip tekrar yakılması ve kalan kıl köklerinin endoskop aracıyla bakılarak çıkartılmasıdır. Deri altında geniş olan kıl yuvası önce kürete edilip sonra lazer ile yakıldığı için oluşacak yeni sağlıklı dokular birbirine yapışarak kapanacaktır. Lazer yönteminin en büyük avantajı her hangi bir kesi ve dikiş tekniğinin olmamasıdır. Bu sayede hastalar işlem sonrası ağrı hissetmezler. Bunun yanı sıra erken işe dönüş ve sosyal hayata dönüş gibi avantajları vardır.
Hangi Anestezi İle Yapılıyor ?
Lazer yönteminde genel anestezi, spinal anestezi (bel altı uyuşturma), lokal anestesi (bölgesel uyuşturma) şekillerinden hangisinin uygulanacağı hastanın yaşına göre seçilebilir. Genel olarak hastalar ve doktor tarafından tercih edilen genel yada lokal anestezidir.

Operasyon Süresi :
Yaklaşık olarak 15.20 Dk. Sürmektedir.

İyileşme Süresi :
Aynı Gün Sosyal Yaşantınıza Geri Dönebilirsiniz.

Başarı Oranı :
Kesin Çözüm

İşe Dönüş Süresi :
Ertesi Gün
Sıkça Sorulan Sorular
Tıp literatüründe ‘plodional sinüs’ olarak isimlendirilmektedir. Kişilerin daha çok kuyruk sokumunda meydana gelen bir cilt hastalığıdır. Vücudun sırt, ense, saç derisi gibi bölgelerinden dökülen tüy veya kılların boşluk ve gözeneklerden deri altına yerleşmesi ve o bölgede birikip kistik bir yapı oluşturmasına kıl dönmesi denir. Çoğunlukla kuyruk sokumunda gözlemlense de, göbek deliği ya da vücudun başka bölgelerinde de görülebilmektedir. Genellikle 15-35 yaş arasındaki erkek bireylerde görülen kıl dönmesi hastalığı, kadınlarda da görülebilmektedir. Kıl dönmesi apse, şiddetli ağrı ve kötü kokulu akıntı gibi komplikasyonlara neden olmaktadır.
Kıl dönmesinin nedenlerini araştıran uzmanlar iki olasılık üzerinden ilerlemektedirler. Bunlardan ilki, vücudun sırt, ense, saç derisi gibi bölgelerinden dökülen tüy ya da kılların göbek deliği, kuyruk sokumu ve benzeri yerlerdeki gözeneklerden deri altına girmesidir. Bazı uzmanlar terli bir vücuda sahip olmanın bu olasılığı arttırdığı görüşündedirler. Araştırmalara konu olan bir diğer neden ise daha az kabul gören bir nedendir. Bu teori ise ilgili bölgede doğuştan var olan kök hücrelerin hormonal etkilerin arttığı dönem ile birlikte aktifleşmesi sonucu ortaya çıkmasıdır.
Kıl dönmesinin nedenlerini araştıran uzmanlar iki olasılık üzerinden ilerlemektedirler. Bunlardan ilki, vücudun sırt, ense, saç derisi gibi bölgelerinden dökülen tüy ya da kılların göbek deliği, kuyruk sokumu ve benzeri yerlerdeki gözeneklerden deri altına girmesidir. Bazı uzmanlar terli bir vücuda sahip olmanın bu olasılığı arttırdığı görüşündedirler. Araştırmalara konu olan bir diğer neden ise daha az kabul gören bir nedendir. Bu teori ise ilgili bölgede doğuştan var olan kök hücrelerin hormonal etkilerin arttığı dönem ile birlikte aktifleşmesi sonucu ortaya çıkmasıdır.
Kıl dönmesi, rahatsızlığın başlangıç aşamasında kişinin anlamasını engelleyen belirtilere sahiptir ancak kıl ve tüylerin deri altında toplandığı dönemde belirtiler gözlemlenebilmektedir. Başlangıç aşamasında hastayı rahatsız etmeyen bu belirtiler, hastalığın ilerleyen dönemlerinde dayanılamaz bir hal alabilmektedir.
- Akıntı. Başlangıç aşamasında iç çamaşırda nem bırakan bu belirti kişiyi rahatsız etmez.
- Akıntı ilerleyen dönemlerde mikroplar ile birleşip yeşilimsi bir hal alır.
- Mikroplar ile birleşen akıntı kötü bir koku yaymaya başlar.
- Bazı durumlarda kanlı akıntı da gözlemlenebilmektedir.
- Gözlemlenen diğer belirtiler ise makatta kaşıntı, şişlik, kızarıklık ve ağrıdır.
- Rahatsızlık ilerledikçe ağrı dayanılmaz bir hal alıp kişinin günlük aktivitelerini yapmasını engelleyebilir.
Kıl dönmesinin tanısı uzman hekim tarafından gerçekleştirilmektedir. Fiziki muayene ile oldukça kolay bir şekilde tanısı konulabilen kıl dönmesini teşhis edebilmek için doktor kalça ve kuyruk sokumundaki hassasiyeti, bu bölgedeki şişlik, iltihap ve akıntıyı inceleyip teşhisi koyar. Hasta kıl dönmesi rahatsızlığını çok ağır bir şekilde geçiriyorsa, farklı bir durum olup olmadığını kontrol etmek için hastadan çeşitli kan testleri de istenebilmektedir.
Hareketsiz yaşamın beraberinde getirdiği hastalıklardan biri olan kıl dönmesini tecrübe eden hastalar genellikle ilk etapta hekime danışmaktan çekinebilmektedirler. Hastalığın ilk döneminde akut evresinde olan kıl dönmesi, zamanında müdahale edilmezse kronik hale gelebilmektedir. Hastalık, ilk evresinde tespit edildiği takdirde epilasyon, lokal bakım ve banyolarla tedavi edilebilir. Ancak genellikle erken teşhis edilmeyen kıl dönmesi tedavisinde en çok uygulanan tedavi yöntemleri cerrahi yöntemlerdir. Cerrahi yöntemler ile hastalığın tekrar etme olasılığı da minimuma indirilmektedir.
Kıl dönmesi rahatsızlığının tedavisinde en etkili yöntem cerrahi yöntemlerdir. Uygulanacak cerrahi yöntem ise, hastanın durumuna ve kıl dönmesinin türüne göre değişiklik gösterebilmektedir.
- Lazer Tedavisi: Hastanın durumuna ve ağrı eşiğine uygun şekilde tercih edilen anestezi ile kıl dönmesinin oluşturduğu sinüs kürete edilerek bölgedeki kıllar ve mikroplar temizlenir. Ardından ekstra bir kesiye ihtiyaç duymadan mevcut kıl dönmesi deliğine girilerek dolgu yapar gibi lazer cihazı ile yakılarak kapatılır. Dikiş atılmadığı için hasta operasyon sonrasında gündelik yaşamına devam edebilmektedir.
- Kristalize ya da Sıvı Fenol: Uygun anestezi eşliğinde uygulanan bu yöntemde kıl dönmesinin oluşturduğu sinüs kürete edilerek bölgedeki kıllar ve mikroplar temizlenir. Ardından bu keseciğin içine kimyasal bir ajan olan kristalize ya da sıvı fenol eklenir. Fenol tedavisinde kimyasal madde olan fenolün deri altındaki kıl ve diğer iltihabı alanların eritilmesi ve sonrasında normal yara iyileşmesi gibi dokunun kendini yenilemesi amaçlanmaktadır. Hasta işlemin ardından evine dönebilmektedir. İşlemden sonraki gün ise normal yaşantısına devam edebilmektedir.
- Flep Kapama: Halk arasında yama tekniği olarak bilinen flep kaplama tedavisi hastaya uygun anestezi altında uygulanmaktadır. Bu yöntemde hastalığın oluştuğu bölge tamamen çıkartılır ve kalçadan alınarak daha önceden hazırlanan doku boş kalan alana yama yapılarak alan kapatılır. Bu tedavinin ardından hasta, hastanede 1 gün misafir edilmektedir.
- Lomber Flep Kapama: Temelde flep kapama işlemi ile aynı mantıkta olsa da Lomber Flep Kapama işleminde açılan kesi diğer cerrahi işlemlere göre daha büyüktür. Kesin 10-15 cm arasında olabilmektedir. Hastanın tümden iyileşmesi ve işe dönüş süresi 1 ayı bulabilmektedir. Dikiş olduğu için oturup kalkma sırasında dikişlerin açılma riski mevcuttur. İşlem sonrasında hasta batma hissi yaşayabilmektedir. İyileşme süresi fazla ağrılı olabilmektedir.
- Mikrosinüsektomi: Genellikle lokal anestezi ile uygulanmaktadır. Çoğunlukla dikişsiz olarak uygulansa da bazı vakalarda dikiş görülebilmektedir. Kıl köklerinin bulunduğu sinüsün olabildiğince küçük bir alandan çıkarılması ile gerçekleştirilir. Bazı vakalarda kristalize fenol ile birlikte kullanılabilmektedir.
Kıl dönmesinin vücutta en yoğun göründüğü alan kuyruk sokumu bölgesindeki iki kalça arasındaki oyuntudur. Bu rahatsızlığı yaşayan hastaların çoğunluğunda kıl dönmesi bu bölgede görülmektedir. Bununla birlikte, çok sık yaşanmasa da göbek deliğinde de kıl dönmesine rastlanabilmektedir. Bunun dışında, kasık bölgesi, koltuk altı ve yüzdede görülebilmektedir.
Kıl dönmesine sebep verebilen bir çok faktör olsa da bunların en başında çağımızın ortak problemi olan hareketsizlik gelmektedir. Hareketsiz yaşam bir çok farklı hastalığa davetiye çıkardığı gibi kıl dönmesine de çıkarmaktadır. Özellikle masa başı işlerde çalışan insanların karşılaştığı en yaygın sorunlardan birisi kıl dönmesidir. Buna ek olarak gösterilebilecek risk faktörleri ise şöyledir:
- Yetersiz kişisel hijyen
- Aşırı kıllı vücut
- Aşırı terleme
- Obezite
- Jiletle Kıl Temizliği
Kıl dönmesi hastalığı genellikle 15 ila 35 yaş arasında bireylerde görülmektedir. Nadiren rastlansa da 40 yaşın üzerindeki kişilerde de görülebilmektedir. Vücut kılları fazla olan bireylerde görülme olasılığı daha fazladır. Bununla birlikte kadınlara oranda daha fazla görülse de kadınlar için de risk oluşturmaktadır. Kıl dönmesine sebep veren riskleri taşıyan kişilerde de görülebilmektedir. Bu risklerin ortadan kaldırılması, rahatsızlığın görülme olasılığını azaltmaktadır. Kıl dönmesine sebep verebilecek faktörler ise şu şekildedir:
- Yetersiz kişisel hijyen
- Aşırı kıllı vücut
- Aşırı terleme
- Obezite
- Jiletle Kıl Temizliği
Kıl dönmesi rahatsızlığı tespit edildiği an tedavi edilmesi gereken bir rahatsızlıktır. Hastalık kendiliğinden iyileşmez. Aksine, eğer hızlı müdahale edilmezse kıl dönmesinin oluştuğu alan büyüyebilir ve daha geniş bir alanı kaplayabilir. Bunun sonucunda ise klasik cerrahi gerektiren ile daha geniş bir alanda cilt dokusunun çıkarılması gerekebilmektedir. Kıl dönmesi belirtilerine sahip olduğunuzu düşünüyorsanız çok geçmeden bir cerraha danışın.
Hareketsiz yaşamın beraberinde getirdiği hastalıklardan biri olan kıl dönmesini tecrübe eden hastalar genellikle ilk etapta hekime danışmaktan çekinebilmektedirler. Hastalığın ilk döneminde akut evresinde olan kıl dönmesi, zamanında müdahale edilmezse kronik hale gelebilmektedir. Eğer kıl dönmesi tedavi edilmez ve bekletilirse, bireylerde oluşturabileceği zararlar şunlardır:
- Kaşıntı ve koku şikayeti giderek fazlalaşır
- Apse şiddetini arttırmaya devam eder
- İlgili bölgedeki plodional sinüs sayısı artarak yeni hastalıklara yol açabilir
Hareketsiz yaşamın beraberinde getirdiği hastalıklardan biri olan kıl dönmesini tecrübe eden hastalar genellikle ilk etapta hekime danışmaktan çekinebilmektedirler. Hastalığın ilk döneminde akut evresinde olan kıl dönmesi, zamanında müdahale edilmezse kronik hale gelebilmektedir. Eğer kıl dönmesi tedavi edilmez ve bekletilirse, bireylerde hastalığın getirdiği kaşıntı, koku şikayetinde, apse şiddetinde artış gözlemlenebilmektedir. Ancak kıl dönmesinin beraberinde getirdiği ağrının yanı sıra, tıp literatüründe kıl dönmesinin tedavi edilmediği takdirde cilt kanserine yol açtığına dair bulgular bulunmaktadır.
Kıl dönmesi rahatsızlığının tedavisinde en etkili yöntem cerrahi yöntemlerdir. Uygulanacak cerrahi yöntem ise, hastanın durumuna ve kıl dönmesinin türüne göre değişiklik gösterebilmektedir.
- Lazer Tedavisi: Hastanın durumuna ve ağrı eşiğine uygun şekilde tercih edilen anestezi ile kıl dönmesinin oluşturduğu sinüs kürete edilerek bölgedeki kıllar ve mikroplar temizlenir. Ardından ekstra bir kesiye ihtiyaç duymadan mevcut kıl dönmesi deliğine girilerek dolgu yapar gibi lazer cihazı ile yakılarak kapatılır. Dikiş atılmadığı için hasta operasyon sonrasında gündelik yaşamına devam edebilmektedir.
- Kristalize ya da Sıvı Fenol: Uygun anestezi eşliğinde uygulanan bu yöntemde kıl dönmesinin oluşturduğu sinüs kürete edilerek bölgedeki kıllar ve mikroplar temizlenir. Ardından bu keseciğin içine kimyasal bir ajan olan kristalize ya da sıvı fenol eklenir. Fenol tedavisinde kimyasal madde olan fenolün deri altındaki kıl ve diğer iltihabı alanların eritilmesi ve sonrasında normal yara iyileşmesi gibi dokunun kendini yenilemesi amaçlanmaktadır. Hasta işlemin ardından evine dönebilmektedir. İşlemden sonraki gün ise normal yaşantısına devam edebilmektedir.
- Flep Kapama: Halk arasında yama tekniği olarak bilinen flep kaplama tedavisi hastaya uygun anestezi altında uygulanmaktadır. Bu yöntemde hastalığın oluştuğu bölge tamamen çıkartılır ve kalçadan alınarak daha önceden hazırlanan doku boş kalan alana yama yapılarak alan kapatılır. Bu tedavinin ardından hasta, hastanede 1 gün misafir edilmektedir.
- Lomber Flep Kapama: Temelde flep kapama işlemi ile aynı mantıkta olsa da Lomber Flep Kapama işleminde açılan kesi diğer cerrahi işlemlere göre daha büyüktür. Kesin 10-15 cm arasında olabilmektedir. Hastanın tümden iyileşmesi ve işe dönüş süresi 1 ayı bulabilmektedir. Dikiş olduğu için oturup kalkma sırasında dikişlerin açılma riski mevcuttur. İşlem sonrasında hasta batma hissi yaşayabilmektedir. İyileşme süresi fazla ağrılı olabilmektedir.
- Mikrosinüsektomi: Genellikle lokal anestezi ile uygulanmaktadır. Çoğunlukla dikişsiz olarak uygulansa da bazı vakalarda dikiş görülebilmektedir. Kıl köklerinin bulunduğu sinüsün olabildiğince küçük bir alandan çıkarılması ile gerçekleştirilir. Bazı vakalarda kristalize fenol ile birlikte kullanılabilmektedir.
Kıl dönmesi hastalığının tedavisi çok uzun süreliğine klasik cerrahi diye adlandırılan ameliyat yöntemi ile uygulanmıştır. Günümüzde bile bazı vakalarda uygulanmaktadır. Ancak birçok hastada gözlemlenen yara yeri enfeksiyonu ve hastalık tekrarları sebebiyle, gelişen teknoloji ile birlikte cerrahlar ameliyatsız yöntemlere yönelmişlerdir. Ameliyatsız kıl dönmesi dendiğinde akla gelen iki temel tedavi yöntemi vardır.
- Lazer Tedavisi: Hastanın durumuna ve ağrı eşiğine uygun şekilde tercih edilen anestezi ile kıl dönmesinin oluşturduğu sinüs kürete edilerek bölgedeki kıllar ve mikroplar temizlenir. Ardından ekstra bir kesiye ihtiyaç duymadan mevcut kıl dönmesi deliğine girilerek dolgu yapar gibi lazer cihazı ile yakılarak kapatılır. Dikiş atılmadığı için hasta operasyon sonrasında gündelik yaşamına devam edebilmektedir.
- Kristalize ya da Sıvı Fenol: Uygun anestezi eşliğinde uygulanan bu yöntemde kıl dönmesinin oluşturduğu sinüs kürete edilerek bölgedeki kıllar ve mikroplar temizlenir. Ardından bu keseciğin içine kimyasal bir ajan olan kristalize ya da sıvı fenol eklenir. Fenol tedavisinde kimyasal madde olan fenolün deri altındaki kıl ve diğer iltihabı alanların eritilmesi ve sonrasında normal yara iyileşmesi gibi dokunun kendini yenilemesi amaçlanmaktadır. Hasta işlemin ardından evine dönebilmektedir. İşlemden sonraki gün ise normal yaşantısına devam edebilmektedir.
- Flep Kapama: Halk arasında yama tekniği olarak bilinen flep kaplama tedavisi hastaya uygun anestezi altında uygulanmaktadır. Bu yöntemde hastalığın oluştuğu bölge tamamen çıkartılır ve kalçadan alınarak daha önceden hazırlanan doku boş kalan alana yama yapılarak alan kapatılır. Bu tedavinin ardından hasta, hastanede 1 gün misafir edilmektedir.
Kıl dönmesi rahatsızlığının tedavisinde en etkili yöntem cerrahi yöntemlerdir. Uygulanacak cerrahi yöntem ise, hastanın durumuna ve kıl dönmesinin türüne göre değişiklik gösterebilmektedir.
- Lazer Tedavisi: Hastanın durumuna ve ağrı eşiğine uygun şekilde tercih edilen anestezi ile kıl dönmesinin oluşturduğu sinüs kürete edilerek bölgedeki kıllar ve mikroplar temizlenir. Ardından ekstra bir kesiye ihtiyaç duymadan mevcut kıl dönmesi deliğine girilerek dolgu yapar gibi lazer cihazı ile yakılarak kapatılır. Dikiş atılmadığı için hasta operasyon sonrasında gündelik yaşamına devam edebilmektedir.
- Kristalize ya da Sıvı Fenol: Uygun anestezi eşliğinde uygulanan bu yöntemde kıl dönmesinin oluşturduğu sinüs kürete edilerek bölgedeki kıllar ve mikroplar temizlenir. Ardından bu keseciğin içine kimyasal bir ajan olan kristalize ya da sıvı fenol eklenir. Fenol tedavisinde kimyasal madde olan fenolün deri altındaki kıl ve diğer iltihabı alanların eritilmesi ve sonrasında normal yara iyileşmesi gibi dokunun kendini yenilemesi amaçlanmaktadır. Hasta işlemin ardından evine dönebilmektedir. İşlemden sonraki gün ise normal yaşantısına devam edebilmektedir.
- Flep Kapama: Halk arasında yama tekniği olarak bilinen flep kaplama tedavisi hastaya uygun anestezi altında uygulanmaktadır. Bu yöntemde hastalığın oluştuğu bölge tamamen çıkartılır ve kalçadan alınarak daha önceden hazırlanan doku boş kalan alana yama yapılarak alan kapatılır. Bu tedavinin ardından hasta, hastanede 1 gün misafir edilmektedir.
- Lomber Flep Kapama: Temelde flep kapama işlemi ile aynı mantıkta olsa da Lomber Flep Kapama işleminde açılan kesi diğer cerrahi işlemlere göre daha büyüktür. Kesin 10-15 cm arasında olabilmektedir. Hastanın tümden iyileşmesi ve işe dönüş süresi 1 ayı bulabilmektedir. Dikiş olduğu için oturup kalkma sırasında dikişlerin açılma riski mevcuttur. İşlem sonrasında hasta batma hissi yaşayabilmektedir. İyileşme süresi fazla ağrılı olabilmektedir.
- Mikrosinüsektomi: Genellikle lokal anestezi ile uygulanmaktadır. Çoğunlukla dikişsiz olarak uygulansa da bazı vakalarda dikiş görülebilmektedir. Kıl köklerinin bulunduğu sinüsün olabildiğince küçük bir alandan çıkarılması ile gerçekleştirilir. Bazı vakalarda kristalize fenol ile birlikte kullanılabilmektedir.
Kıl dönmesi tedavisinde uygulanabilecek farklı yöntemler bulunmaktadır. Bu yöntemlerin en çok bilineni Lazer Tedavisi’dir. Hem hekim hem de hastalar tarafından tercih edilmesinin sebebi hızlı işlem ve iyileşme sürecidir. Ancak Lazer tedavisi herkes için en ideal yöntemdir demek doğru olmayacaktır. Kıl dönmesi tedavisinde uygulanacak yöntem kıl dönmesinin evresine, durumuna ve ciltte kapladığı alana göre belirlenmektedir. Sizin için uygun olan yöntemi cerrah muayenenin ardından belirlemektedir.
Lazer ile kıl dönmesi tedavisi işleminin süresi kıl dönmesinin boyutuna ve durumuna göre değişebilmektedir. Ancak işlem ortalama 15-20 dakika arasında gerçekleştirilmektedir. İşlem sonrasında hasta gündelik hayatına devam edebilmektedir.
Lazer ile kıl dönmesi tedavisi, tekniğin hızlı bir şekilde uygulanması ve katlanılamaz ağrılara sebep olmaması nedeniyle lokal anestezi ile yapılabilmektedir. Ancak hastaların konforu için hekimler genellikle spinal ya da genel anestezi altında uygulamayı daha doğru bulmaktadırlar.
Lazer ile kıl dönmesi tedavisi hızlı ve güvenli bir şekilde uygulanabilen ve sonrasında kanama yaşanmayan bir tedavi yöntemidir. Hastalar işlem yapıldıktan sonra gündelik hayatlarına devam edebilmektedir. Şeker, tansiyon ya da kalp gibi rahatsızlıkları olan bireylere uygulanabilmektedir. Hastaların işlem döneminde rutin ilaçlarını almalarını engelleyecek bir durum söz konusu değildir.
Lazer ile kıl dönmesi tedavisi, diğer tedavi yöntemleri ile karşılaştırıldığında en az ağrıya sebebiyet veren yöntemdir. Hasta işlem sonrasında gündelik yaşantısına devam edebilmektedir.
Tercih edilen tedavi yöntemine göre oranları değişiklik gösterse de ne yazık ki kıl dönmesi rahatsızlığının tekrarlanması mümkündür. Kıl dönmesi tedavisi sonrası tekrarlama riskini azaltmak için hastanın kişisel temizliğine ve ameliyat bölgesinin temizliğine özen göstermesi gerekmektedir. Sık sık duş alınması ve kalça bölgesinde kılların birikebileceği alanların iyice temizlenmesi gerekmektedir. Sırt ve kalça kısmında çok fazla kıl olan bireyler lazer epilasyon ile bu kıllardan kurtulup rahatsızlığın tekrarlama riskini azaltabilirler.
Her ne kadar cerrahi bir yöntem olarak bilinse de, Lazer ile kıl dönmesi tedavisinde diğer yöntemlerde gözlemlenen kesi oluşturulması ya da dikiş işlemi gerçekleştirilmez. Lazer ile kapatılan sinüs deliği daha hızlı iyileşir ve dikiş atılmadığı için ciltte bir iz kalma durumu söz konusu olmaz.
Lazer ile kıl dönmesi tedavisi cerrahi yöntem kapsamına girmesine rağmen, işlem sırasında cerrahi yöntemlerdeki gibi büyük kesiler açılmaz ve sonrasında dikiş gerektirmez. Kıl dönmesinin oluştuğu bölge temizlendikten sonra lazer ile yakılarak kapatılır. Bu yüzden işlem sonrasında bölgede kanama ya da enfeksiyon gözlemlenmez.
Lazer ile kıl dönmesi tedavisinde, kıl dönmesinin oluştuğu alanın içi temizlenir ve kötü dokular alandan kürete edilir. Özel ilaçlar ile yıkanılan bölgede bütün kıllar çıkarıldıktan sonra lazer ile sinüs deliği yakılarak kapatılır. Hem cerrahlar hem de hastalar tarafından en çok tercih edilen bu yöntem ile oldukça başarılı sonuçlar elde edilir ve bu yöntem ile hastalığın nüks etme olasılığı oldukça düşüktür.
Kıl Dönmesi Nedir ?
Kıl Dönmesi tıbbi adıyla plonidal sinüs hastalığı saç, ense ve sırt bölgesinden dökülen kılların kuyruk sokumu bölgesinde birikerek deri altına bir yuva yapması sonucu oluşur. Hastalar rahatsızlığın belirtisi olarak devamlı olarak iç çamaşırlarında ıslaklık hissederler. Bu hastalık kişinin sosyal yaşantısına zarar vermekte ve devamlı olarak kötü kokulu sarı renkte bir akıntıya neden olmaktadır. Kıl dönmesi hastalığının nedeni; deri alınta biriken kılların, sinüs ağızı dediğimiz deri üzerinde oluşmuş olan delikleri tıkaması ve apseleşmeye neden olmasıdır. Oluşan apseleşmeden dolayı hastalarda yüksek ateş kuyruk sokumunda şişme gibi şikayetler de görülebilmektedir.
Kıl Dönmesi Neden Olur ?
Kıl dönmesi hastalığı kadınlara oranla erkeklerde daha çok görülen bir hastalıktır. Kıl Dönmesi hastalığının oluşması için bir çok neden bulunmaktadır. Bunlar günümüz şartlarında önlenebilir nedenlerdir. Önlem alınmadığı takdirde rahatsızlık ilerler ve kişinin yaşam kalitesini etkiler. Evresine göre ameliyatlı ya da ameliyatsız yöntemlerle hastalığa müdahale edilmesi gerekmektedir.
Kıl Dönmesi hastalığının başlıca oluşma sebepleri ;
– Fazla Kıllı Vücut Tipi
– Jiletle Kıl Temizliği
– Hijyen Eksikliği
– Sık Oturarak Çalışmak
– Aşırı Terleme
– Obezite
– Çok Dar Giyinme
Kıl Dönmesi Hastalığı Belirtileri Nelerdir ?
Kıl Dönmesi hastalığı, kendini fark etttirmeden yavaş ve sinsice ilerleyen bir hastalıktır. Bazen hiç belirti vermeden uzun yıllar deri altında bir yuva oluşturabilmektedir. Hastaların en büyük yakınması kuyruk sokumu bölgesinde ağrı, sertlik, şişkinlik ve apseleşme gibi şikayetlerdir. Erken evrede doktora başvurulduğu takdirde bir takım ilaçlar ve günlük yaşantıda değişiklikler gibi önlemler alınarak hastalığın ilerlemesi önlenebilmektedir. Rahatsızlık biraz daha ilerlediği takdirde ilaç fayda vermeyecek; bunun yerine mininal invazif denen ameliyatsız yöntemlere yani lazer, kristalize yada sıvı fenol gibi tedavi yöntemleri uygulanacaktır . Çok fazla ertelenen kıl dönmelerinin tedavisinde mutlaka cerrahi operasyonlar gerekmektedir. Bazı büyük kıl dönmesi ameliyatlarında ciddi doku çıkarımları ve yaklaşık olarak 20-30 kadar dikiş atılması gerebilir. Rahatsızlık ileri evreye gelmeden hastaların hemen doktora başvurmaları tedavi için büyük avantaj sağlar.
Kıl dönmesi Hastalığının Belirtileri;
– Kuyruk sokumunda ağrı
– İrinli kötü kokulu akıntı
– Kuyruk sokumu bölgesinde sertlik ve şişlik
– Ateşlenme
– Bel ağrısı
– Apseleşme
Kıl Dönmesi Ameliyatı ve Tedavisi
Kıl dönmesi hastalığı oluştuktan sonra ne yazık ki kendiliğinden geçen bir hastalık değildir ve ilaçla tedavisi yoktur. Deri altında oluşmuş olan kıl yuvası tedavi edilmediği takdirde daha çok genişler. Hastalarda ağrı ve akıntı gibi problemler daha da fazlalaşır. Kıl dönmesi tedavisinde bir çok farklı teknik uygulanmaktadır. Bunlar hastalığın evresine ve kişinin genel durumuna göre değişen ameliyat yöntemleridir. Başlangıç seviyesi yani çok ileri evre olmayan kıl dönmelerinde lazer ve fenol gibi yöntemler uygulandığında başarılı sonuçlar elde edilebilir. Biraz ilerlemiş olan orta seviye kıl dönmelerinde flep kapama ve mikro sinüsektomi yöntemi veya endoskopik pilonidal sinüs yapılabilir. Çok ilerlemiş olan kıl dönmelerinde lumber flep yöntemi tercih edilir. Kıl dönmesi ameliyatında ve tedavisinde uygun hastaya uygun tedavi yöntemi yapıldığında çok olumlu sonuçlar alınabilir.
Kıl dönmesi tedavi yöntemleri nelerdir?
Kıl dönmesi rahatsızlığının tedavisinde en etkili yöntem cerrahi yöntemlerdir. Uygulanacak cerrahi yöntem ise, hastanın durumuna ve kıl dönmesinin türüne göre değişiklik gösterebilmektedir.
Lazer Tedavisi
: Hastanın durumuna ve ağrı eşiğine uygun şekilde tercih edilen anestezi ile kıl dönmesinin oluşturduğu sinüs kürete edilerek bölgedeki kıllar ve mikroplar temizlenir. Ardından ekstra bir kesiye ihtiyaç duymadan mevcut kıl dönmesi deliğine girilerek dolgu yapar gibi lazer cihazı ile yakılarak kapatılır. Dikiş atılmadığı için hasta operasyon sonrasında gündelik yaşamına devam edebilmektedir.
Kristalize ya da Sıvı Fenol
: Uygun anestezi eşliğinde uygulanan bu yöntemde kıl dönmesinin oluşturduğu sinüs kürete edilerek bölgedeki kıllar ve mikroplar temizlenir. Ardından bu keseciğin içine kimyasal bir ajan olan kristalize ya da sıvı fenol eklenir. Fenol tedavisinde kimyasal madde olan fenolün deri altındaki kıl ve diğer iltihabı alanların eritilmesi ve sonrasında normal yara iyileşmesi gibi dokunun kendini yenilemesi amaçlanmaktadır. Hasta işlemin ardından evine dönebilmektedir. İşlemden sonraki gün ise normal yaşantısına devam edebilmektedir.
Flep Kapama
Halk arasında yama tekniği olarak bilinen flep kaplama tedavisi hastaya uygun anestezi altında uygulanmaktadır. Bu yöntemde hastalığın oluştuğu bölge tamamen çıkartılır ve kalçadan alınarak daha önceden hazırlanan doku boş kalan alana yama yapılarak alan kapatılır. Bu tedavinin ardından hasta, hastanede 1 gün misafir edilmektedir.
Lomber Flep Kapama
Temelde flep kapama işlemi ile aynı mantıkta olsa da Lomber Flep Kapama işleminde açılan kesi diğer cerrahi işlemlere göre daha büyüktür. Kesi 10-15 cm arasında olabilmektedir. Hastanın tümden iyileşmesi ve işe dönüş süresi 1 ayı bulabilmektedir. Dikiş olduğu için oturup kalkma sırasında dikişlerin açılma riski mevcuttur. İşlem sonrasında hasta batma hissi yaşayabilmektedir. İyileşme süresi fazla ağrılı olabilmektedir.
Mikrosinüsektomi
Genellikle lokal anestezi ile uygulanmaktadır. Çoğunlukla dikişsiz olarak uygulansa da bazı vakalarda dikiş görülebilmektedir. Kıl köklerinin bulunduğu sinüsün olabildiğince küçük bir alandan çıkarılması ile gerçekleştirilir. Bazı vakalarda kristalize fenol ile birlikte kullanılabilmektedir.